"Öyle sanıyorum ki, bu, insanların akıllarını kafalarında sanmalarından oluyor; hâlbuki akıl rüzgârla Kaf Dağı'ndan gelir."
"Her gün, her saat, isteksiz ama zorunlu ziyaretler, konuşmalar yapıyor, mesai saatlerini doldurup zoraki, coşkusuz tekdüze yaşamlarını sürdürüp duruyorlardı. Tüm bunları makineler de yapabilirdi ya da belki yapmaz öylece bırakırdı. İşte bu makineleşme içinde -bende de olduğu gibi- benliklerinin bilincine varamıyor, yaşamlarını eleştirip verimsizliğini, saçmalığını, onlara kötü kötü sırıtan anlam belirsizliğini duyumsamıyorlardı. Çok da haklıydılar!"
"Suçu erdem kılmak için kaç kişiye ihtiyaç var?"